a

Facebook

Twitter

© 2024 Altıyol Hukuk Bürosu.

0216 418 29 18

Adalet & Hukuk Danışma ve Bilgi Hattı

Facebook

Arama
Menu
 

Whatsapp Mesajlaşmaları Delil Olarak Kabul Edilebilir Mi?

Altıyol Hukuk Bürosu > Makaleler  > Whatsapp Mesajlaşmaları Delil Olarak Kabul Edilebilir Mi?

Whatsapp Mesajlaşmaları Delil Olarak Kabul Edilebilir Mi?

DELİL NEDİR?

Delil bir olgunun veya olayın varlığını ispatlamak üzere kullanılan her türlü yazılı, sesli, görüntülü ipucu anlamında kullanılacak ve belge niteliği taşıyacak hukuki bulgulardır.

Delillerin Serbestliği İlkesi: Ceza Muhakemesinde kural gereği delillerin serbestiliği ilkesi tanınmış olup tarafların ve mahkemenin maddi gerçeğe ulaşması için hukuka uygun olarak elde edilen bütün bulguların dava içerisinde sunulabilir olmasıdır.

Doğrudan delil / Dolaylı yoldan delil: Mahkemenin kararına direkt olarak etki edecek ölçüde olan delillere doğrudan delil, esasa bağlı olmayan ancak bazı maddi olguların ışığa çıkartılmasında etkili olan delillere ise dolaylı delil denir.

Mahkemece dikkate alınması istenen bütün deliller hukuka uygun olarak elde edilmiş olmalıdır. Bu kapsamda TCK 243 “Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren veya orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.” ve TCK 134

“Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş

yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayınlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.” kapsamında delil ve bulguların elde edilmesi sürecinde hukuki çizginin dışına çıkılmamasının önemi vurgulanmış, aksi halde edinilen bilgilerin hem TCK kapsamında suç olarak değerlendirileceği hem de bunların mahkemece değerlendirmeye konu edilmeyeceği vurgulanmıştır.

*WHATSAPP MESAJLAŞMALARI DELİL OLARAK KABUL EDİLEBİLİR Mİ?

  • Yargıtay’ın yerleşik içtihadına göre WhatsApp yazışmalarının delil olarak kullanılabilmesi için dava dilekçesi veya cevap dilekçesinde delil olarak WhatsApp yazışmalarına dayanıldığının taraflarca önceden belirtilmesi gerekir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/1970 E., 2020/3675 K.ve 14.09.2020 T.).

  • Davada yargılama sırasında delil sunmak isteyen kişi söz konusu Whatsapp yazışmasının tarafı olmalıdır, taraflardan bağımsız kişilerce yapılmış mesajlaşmalar mahkemece dikkate alınmaz.

  • Grup mesajlaşmalarında ise grup üyesi olan herkes delil olarak grup mesajlarını ileri sürebilir.

  • Ancak belirtmekte fayda vardır ki Whatsapp yazışmaları her zaman kesin delil değildir. Hakim salt whatsapp yazışmaları içeriği ile bağlı olmadığından mesajlar somut olaydaki diğer bilgi, beyan ve belgelerle beraber olarak değerlendirip desteklenmelidir. Yine bazı hallerde hakim dava içerisindeki whatsapp vb. sosyal medya ağı yazışmalarının tek başına hüküm için ispat hususunda yeterli olduğu kanısına varırsa, bu yazışmalara dayanarak bir hükme varabilir.

  • Hukuk yargılamasında senetle ispat zorunluluğunun öngörüldüğü hallerde whatsapp yazışmaları kesin delil olmaması sebebiyle tek başına delil olarak kabul edilmeyecek, şartları mevcut ise yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilecektir. Bu halde de söz konusu whatsapp yazışmaları uyuşmazlık konusu ile ilgili olmalıdır. Yani davada ispat edilmesine gerek olmayan ya da uyuşmazlık olmayan bir konuda whatsapp yazışmalarının ileri sürülmesinin bir faydası olmayacaktır. Kesin delille ispat zorunluluğunun öngörüldüğü hallerde; whatsapp yazışmalarına ek olarak diğer takdiri delillere (örneğin, tanık beyanı, bilirkişi raporu, taraf beyanlarının değerlendirilmesi vs.) de başvurulmalıdır.

  • Whatsapp mesajlarının imzasız olması, sürekli olmasa da bazen mesajların başkaları tarafından gönderilebilir olması ihtimali, mesajların kırpılarak sadece belirli bölümünün sunulması, gerçeğe uygun olmayan değerlendirmeler yapılabilmesi, yine aynı şekilde sahte whatsapp mesajı ekran görüntüsünün oluşturulabileceği gibi durumlar sebebiyle senet sayılmamaktadır ve kesin delil değildir. Bununla birlikte günümüzde sosyal medyanın insanlar tarafından kullanım yoğunluğu ve yine bir haberleşme ağı olması gerçeğinden uzaklaşarak bu çerçevedeki yazışmaları da görmezden gelmek elbette ki doğru olmayacaktır.

  • Yine üzerinde durulması gereken bir diğer husus, kişiler arasında mesajlaşmanın yapıldığı konusunda bir ihtilaf varsa yani taraflardan birisi veya her ikisi de ilgili yazışmanın tarafı olmadığını beyan ediyorsa Whatsapp yazışmalarının tek başına delil olarak kabul edilmesi için bilirkişi incelemesi şarttır.

  • X (Twitter), Facebook, Instagram gibi sosyal medya kanallarından kullanılan bir sosyal medya hesabı üzerinden herkese açık olarak paylaştığı gönderiler, fotoğraf ve videolar, ses kayıtları, yer bildirimleri ve yazılı metinleri hukuk ve ceza davalarında delil olarak kullanılabilir.

YARGITAY 22. Hukuk Dairesi 2018-524 2018-5611

  • (…) diğer taraftan, Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karar gerekçesinde “Whatsapp” programı mesajlaşma dökümüne de dayanılmış ise de; bu döküm davalı işverence davacı ile … arasındaki mesajlaşmalara ilişkin olduğu iddia edilerek dosyaya sunulmuştur. Anılan döküme karşı davacı vekilinin, gerçeğe aykırılık itirazı bulunmaktadır. Bu mesajlaşma yazışmalarına nasıl ulaşıldığı ve gerçepe uygun olup olmadığı yönlerinden hukuka uygunluk denetimi yapılmasına elverişli bir delil ise dosya içeriğinde yoktur.

  • Denilerek whatsapp mesajlaşmalarının delil niteliğinde olabilmesi için tarafların mesajlaşmaları karşılıklı kabulüne veya bilirkişi incelemesine tabi tutulması sonucunda delil niteliği taşıyacağını vurgulamıştır.

HUKUKA UYGUN ŞEKİLDE ELDE EDİLMEYEN DELİLLER

Yukarıda da değindiğimiz üzere TCK 243 ve 134. Maddelerine aykırı, hukuka uygun olmayan şekilde elde edilen, HMK. 199 ve devamı maddeler kapsamına girmeyen ses, görüntü, yazışma ve bilgiler dava içerisinde sunulmuş olsa bile mahkeme tarafından, karşı tarafın itirazı olmasa bile re’sen değerlendirilerek dikkate alınmaz. Bu nedenle sunulacak delillere hukuka uygun şekilde ulaşılmış

olmalıdır. Hukuka aykırı delillere örnekler nelerdir?

Casus programları ve kişinin izni olmadan yapılan erişimler,

Hesap çalma yoluyla edinilen bilgiler,

Telefonu gasp ederek veya zor kullanarak ele geçirip edinilen bilgiler,

Habersiz şekilde kişinin izni olmadan kayıt altına alınan bilgi, ses ve görüntüler vs.

Bu yollardan ulaşılan bilgiler gizlilik ihlaline aykırı olması sebebiyle davada değerlendirmeye konu yapılmaz ve yok hükmünde sayılır.

EKRAN GÖRÜNTÜLERİ DELİL TEŞKİL EDER Mİ?

Ekran görüntüleri (SS) üzerinde kolayca oynama yapılabiliyor olunması ve konuşmanın sadece bir kısmının kesilerek ekran görüntüsüne konu edilebilir olması, gerçeği çarpıtmaya çok elverişli olduğundan tartışmaya açıktır ancak taraflarca ikrar halinde veya bu ekran görüntüsünün başkaca belgelerle desteklenerek kuvvetli şekilde sunulması durumunda veyahutta bilirkişi incelemesi ya da noter tarafından elektronik ortamdaki mesajlaşmanın gerçekliğinin tasdik ettirilmesi halinde delilin ispat durumu güçlendirilirse delil, mahkemece dikkate alınabilir.

 

*ALACAK DAVALARINDA WHATSAPP MESAJLARININ KULLANILMASI BORCA DELİL OLUR MU?

– YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ 15.02.2016, 2015/14813 E., 2016/2351 K

Davalı asil duruşmada, mal arın teslim edilmediğini, Facebook mesajlarının kendisine ait olduğunu, mesajlarda geçen 11.000,00 TL’den borçlu olduğunu kabul yönünde beyanının bulunmadığını, davacının alacağını mahkemede ispatlaması halinde ödeyeceğini söylediğini beyan etmiştir.

Mahkemece toplanan delil ere göre; dava konusunun miktarı itibariyle davacının teslim olgusunu kesin delil e ispatlaması gerektiği, bu nitelikte bir delil bildirmediği, yemin teklifinde de bulunmadığı, davacının teslim olgusunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı tarafça gönderilen 01.11.2013 tarihli facebook mesajlarında davalının “11.000,00 tl’lik borcuma ödeme planı çıkarsınlar ve ben de ödemeye baslayayım.” şeklindeki beyanları açıkça borcu kabul anlamında yorumlanmalıdır.

Davalı anılan mesajların kendisi tarafından çekildiğini inkar etmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 199. maddesi bağlamında belge niteliğinde kabulü gereken mesajlar doğrultusunda akdi iliskiyi de inkar etmeyen davalının borcu açıkça kabul ettiği gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması dogru görülmemiştir. …açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, …”

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi tarafından 2017/1014 Esas ve 2020/4488

“…… davalı avukat tarafından davacıya gönderilen 2.9.2009 tarihli mail yazışmasında; SGK’ya açılacak dava ile ilgili döküm yapılarak, masraf olarak 5.800,00 TL, 2.000,00 TL

bilirkişiden alınan bilgilendirme ücreti ve bakiye 8.000,00 TL vekalet ücretinin kaldığı belirtilerek bu ücretin ödenmesi istenmiş, parantez içerisinde kalan bakiye açıklanırken 10.000,00 TL olan rakamdan itiraz dilekçesi yazılmasının sonrasında 2.000,00 TL ödendiği açıklaması bulunmakta olup, mahkemece belirtilen mail yazışmasının değerlendirilmediği anlaşılmaktadır.

HMK’nın 199. maddesinde ”uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu kanuna göre belgedir.” yazılıdır. Bu düzenleme ile mail yazışmaları da belge olarak kabul edilmiştir.

O halde, mahkemece mail yazışmaları ve davacı tarafından yapılan ödemeler değerlendirilerek davacının borçlu olup olmadığına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, BOZMA nedenidir.”

 

Kanunda belirlenen alacak sınırı (2024 yılı itibariyle 23.450,00 TL üzerindeki alacakların senetle ispatı zorunludur.) Bu tutarı aşan para alacaklarında ispat zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumun ispatında senet, bono çek ve tahvil gibi fiziki alacak belgesi yoksa alacağın ispatı konusunda sadece tanık ya da mesaj mahkemece dikkate alınmaz. Ancak HMK 199 kapsamında “Uyuşmazlık konusu olan olayların ispatına elverişi metin, ses senet çizim kayıt kroki fotoğraf film görüntü gibi veriler ile elektornik ortamdaki veriler vb bilgi taşıyıcıları belge niteliğnde olup” DELİL BAŞLANGICI olarak kabul edilir.

Dikkat edildiği üzere belirli miktarı aşan alacaklarda bu mesajlaşmalar kesin delil olarak kabul edilemez.

 

*CEZA DAVALARINDA WHATSAPP MESAJLARI

– Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 12.06.2012 tarih ve 2012/13117 E. – 2012/14791 K. sayılı kararı dayanak gösterilerek sanığın kendisine karşı işlenmekte olan cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira, şantaj gibi bir suçun söz konusu olması ya da kendisine veya aile birliğine yönelen onur zedeleyici, haksız bir saldırıyı önlemek amacıyla kaybolma olasılığı olan kayıtları yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgi ve rızası dışında konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayatına ilişkin ses ve görüntülerini dinleme, izleme ya da kaydetme eylemlerinin hukuka aykırı olamayacağı ifade edilmektedir.

– Ceza davalarında ise WhatsApp yazışmaları açısından delil başlangıcı gibi bir ayrım bulunmamaktadır.

Ceza yargılamasında WhatsApp yazışmalarının delil olarak kullanılması mümkündür. Ancak bu durumda da yazışmaların doğrudan yazışmanın tarafı aracılığı ile alınması gerekir. Üçüncü kişice alınan yazışma bulunması durumunda üçüncü kişinin tanık olarak dinlenilmesi ve yazışmaların örneğinin dosyaya sunulması istenebilir.

– Ceza yargılamasında da aynı şekilde WhatsApp yazışmalarının delil olarak kullanılabilmesi için yazışmaların delili sunacak kişi tarafından doğrudan ekran görüntüsü alınması gerekir. Üçüncü bir kişi tarafından ekran görüntüsü alınması durumunda ise savcılık tarafından üçüncü kişinin elindeki yazışmaların sunulması talep edilebilir

– (İstanbul BAM, 12. CD., E. 2018/7 K. 2020/1701 T. 16.7.2020) Eşler arasında yapılan WhatsApp yazışmalarında, eşlerden birinin diğerine hakaret ve tehdit içeren beyanları, boşanma ya da bu iddialara ilişkin ceza davalarında delil olarak mahkemeye sunulabilir.

Whatsapp kayıtlarının ceza davasında delil olarak kullanılabilmesi için; yasal dayanağının olması, somut delillere dair kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka surette delil elde etme imkanının bulunmaması zorunludur.

*MAHKEME WHATSAPP KAYITLARINI İSTEYEBİLİR Mİ?

Whatsapp şirketi, merkezi ABD’de bulunan META adlı firmaya aittir ve Türkiye Cumhuriyeti üzerinde herhangi bir yasal temsilciliği bulunmamaktadır. Ayrıca şirketin uygulama içinde kendine has gizlililk poltikası mevcuttur. Bu nedenlerden ötürü Türk mahkemelerinden gönderilen müzekkerelere şirket elverişli bir biçimde geri dönüş yapmamaktadır. Ancak yukarıda da değindiğimiz gibi bu durum, herhangi bir ihtilaf olmayan, hukuka uygun şekilde elde edilmiş belgelerin kullanılması için engel teşkil etmemektedir.

* YARGITAY KARARLARI EŞLİĞİNDE, “BOŞANMA DAVASINDA WHATSAPP YAZIŞMALARI DELİL OLUR

MU?”

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/2910 E. 2022/5235 K. Sayılı Kararı Davacı kadın tarafından doyaya delil olarak sunulan ve erkek tarafından da içeriği kabul edilen mesaj kayıtlarına göre whatsapp sohbet programı üzerinden erkeğin kadına, başka bir kadın görseli ile birlikte “kalan bu var sen yoksun” şeklinde mesaj gönderdiği anlaşılmaktadır. Anılan bu mesajın gönderildiği zamanın tespiti amacıyla gerekirse bilirkişi incelemesine de başvurulmak suretiyle araştırma yapılması, mesajın tarafların birbirine ait kusurları affetmiş olduğu 14.12.2017 tarihli otel konaklamalarından önce mi sonra mı gerçekleştirildiğinin açıklığa kavuşturulması ile varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

 

– Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2019/1601 E., 2019/8698 K., 16.09.2019 Tarih Davacı-karşı davalı kadın, erkeğin güven sarsıcı davranışları vakıasına ilk kez davalı-karşı davacı erkeğin karşı dava dilekçesine verdiği cevap dilekçesinde dayanmış ve erkeğin davacı-karşı davalı kadının arkadaşına sosyal medyadan mesajlar gönderdiğini belirtmiştir. Davalı-karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenen güven sarsıcı davranışa konu olan mesaj kayıtları davacı-karşı davalı kadının delil listesi ekinde sunulan ve erkeğin, kadının arkadaşı dışında, başka bir kadınla yaptığı yazışmalardır.

Bölge adliye mahkemesi kararında, erkeğin yazışmaları kabul ettiğinden bahisle, erkeğin başvurusunun esastan reddine karar verilmişse de fiili ayrılık döneminde yapıldığı ileri sürülen yazışmaların tarihi belli değildir. Bunun yanında, davalı-karşı davacı erkeğin fiili ayrılık döneminde üçüncü bir kişi ile yaptığı yazışmaların davacı-karşı davalı kadın tarafından ne şekilde elde edildiği belli olmadığından, hukuka aykırı olan bu delile itibar edilerek davalı-karşı davacı erkeğe kusur yüklenmesi yerinde olmamıştır.

KONUYA İLİŞKİN EMSAL YARGITAY KARARLARI:

[2] Yargıtay 9. HD, 2016/14205 E. ve 2017/9526 K. 1.6.2017.

  • Yargıtay bir kararında internet üzerinden yapılan Facebook yazışmalarını delil başlangıcı olan belge niteliğinde kabul etmiştir (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2018/406 E., 2018/7889 ve 12.07.2018 tarihli kararı)

  • Yargıtay üçüncü kişiler tarafından delil oluşturmak amacıyla oluşturulan mesajlaşmaların delil olarak kabul edilemeyeceğini bu belgelerin hukuka aykırı delil olduğunu kabul etmektedir.

  • WhatsApp yazışmalarının hukuka uygun delil olarak elde edilmiş olmalıdır.

  • Yargıtay, whatsapp yazışmalarının HMK’nin 202/2. maddesi uyarınca delil başlangıcı niteliğinde bulunduğunu kabul etmiştir

    ( Aynı yöndeki kararlar için bknz: Yargıtay 1. H.D. 2021/6703 E.,2021/7141 K. ve 24.11.2021 T.) Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2427 E., 2022/7925 K. ve 08.11.2022 K

“…Davacı, WhatsApp mesajlarının kendisinden sadır olmadığını, e-postanın alınmadığını iddia etmemiştir. Bu durumda anılan WhatsApp yazışmaları delil başlangıcı mahiyetinde olup, ilaveten tanık dinlenebilir. WhatsApp yazışmalarının dökümünün yapıldığı bilirkişi raporu ile e-posta içeriklerinden 11.11.2016 tarihi saat 09:26’da davacının, davalı şirket çalışanından “demir hesabının son ekstresini maille atmasını” istediği, aynı gün saat 12:41’de demir ekstresini de içeren iki adet excel belgesinin e-mail yoluyla iletildiği, bu ekstrede toplam 250 ton demir için “Eray” ibaresini de içeren şerhin bulunduğu, davacının bu içeriğe itiraz ettiğine dair bir yazışmaya rastlanmadığı, 25.12.2017 tarihinde davacı tarafından gönderilen mesajda “Eray inşaatın yüzünden patlamaya geldim. 2 senedir 500 binim duruyor. …. biz paramızı alamıyoruz….” denildiği anlaşılmaktadır. Davalı tanığı olarak dinlenen tanık …

da Eray İnşaat firmasının sahibi olduğunu, 3 D İnşaatın alınan demirler karşılığı ödemede muhatap olarak davacıyı aldığı şeklinde davalının savunmasını teyit eder yönde beyanlarda bulunmuştur. Bu durumda davacının, davalıdan satın aldığı demirleri dava dışı firmaya sattığı, davalının da bu demirleri dava dışı firmaya teslim ettiği nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken dava konusu demir satışına ve uyuşmazlık konusu olmayan defter kayıtlarına dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir…”

 

 

– YARGITAY 13. Hukuk Dairesi’nin 07/05/2018 Tarihli, 2018/2233 Esas ve 2018/5317 Karar sayılı kararı; Dava, ödünç sözleşmesine dayalı olarak borç olarak verilen bedelin tahsili amacıyla başlatılan icra takibi ne vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalıya 5.241 Euro borç olarak verilen bedelin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı ise, davacıya borcunun olmadığına ilişkin savunma yapmış, mahkemece, davacının davalıya borç verdiğini, yazılı delillerle ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Havale kural olarak bir ödeme vasıtasıdır. Başka bir ifade ile havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal bir karine mevcuttur. Bu yasal karinenin aksini havaleyi gönderen tarafın ispat etmesi gerekir. Davalı savunmasında, borcu kabul etmemiş ve gerekçeli inkarda bulunmuştur. Öte yandan havale dekontlarında gönderilen paranın borç verildiğine dair herhangi bir şerhin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle havale, paranın borç olarak gönderildiğini ispata yeterli değildir.

Ne var ki davacı yanca havale kayıtlarının yanında davalının iş yerine verdiği şikayet dilekçesine binaen verilen cevaba ve davalıyla aralarında ki facebook yazışmalarına da dayanmıştır. ….Yine davacı yanca dosyaya sunulan Facebook yazışmalarında davacının ödünç verdiği parayı talep ettiği davalının ise

“paranı göndereceğim hiç şüphen olmasın” “paran en kısa zamanda hesabında olacak” şeklinde beyanda bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir.

6100 sayılı HMK’nun 199.maddesinde belge kavramı ”Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film,görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu halde davacı yanca delil olarak dayanılan facebook kayıtlarının 6100 sayılı HMK’nun 199. maddesi anlamında belge niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.

Hal böyleyken …. davacı yanca dayanılan facebook kayıtları … değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.”

YARGITAY 13. Hukuk Dairesi’nin 03.04.2014 Tarihli, 2014/5149 Esas ve 2014/10114 Karar sayılı kararı;

“Dosyanın incelenmesinde, davacıların Türkiye’de tatil yaparken tanıştıkları davalının araba satın almak için davacılardan 8000 Euro borç para istediği, bu konudaki talebini 6.10.2010 tarihli e-posta ve sms mesajı ile bildirdiği, davacıların, 5.2.2011 tarihli iki ayrı banka havalesi ile( havale ücretlerinin mahsubu ile) 7.780 Euro gönderdikleri, davalının borç ilişkisini kabul etmediği, mahkemece, davacılar tarafından davalıya teklif edilen yeminin edası suretiyle davanın reddine karar verildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

Eldeki dava 19.10.2011 tarihinde açılmış olup, bu tarih itibarıyla HMK yürürlüğe girmiştir. HMK’nun 199.maddesinde” Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.” ŞEKLİNDE DÜZENLEME İLE MAİL, TELEFON MESAJLARI DA BU MADDE KAPSAMINDA BELGE OLARAK KABUL EDİLMİŞTİR.

 

 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/7258 E. 2021/6699 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından vekalet ücreti yönünden; davalı kadın tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında ilk derece mahkemesince “Davacının ailesinin davalıyı istemediği ve davalı hakkında küçük düşürücü sözler sarf ettikleri, whatsapp adıyla anılan sosyal görüşme ortamında davacının aile fertlerinin üye olduğu grupta davalı ve davalının ailesi hakkında eleştirel yorumlar yaptıkları, davalının şahit olduğu bu konuşmalardan rahatsız olduğu ve bu konuşmaları içselleştirdiği, bu durumun da tarafların evliliğine yansıdığı, taraflar arasında sürekli tartışmalar yaşandığı, dolayısıyla davalının da davacıya ve davacının ailesine birtakım tepkiler gösterdiği, hatta davacının aile fertlerine beddua ettiği, davalıya hakaret ettiği, tartışmalar sırasında zaman zaman davacının da davalıya karşı şiddet uyguladığı, davacının tayini çıkması ile birlikte tarafların ayrı şehirlerde yaşadıkları dönemde davacının izin kullandığı tarihlerde anlaşmazlıklar nedeniyle zaman zaman ortak konuta uğramadığı, yaklaşık 2 yıl kadar önce de ortak konutu terk ettiği, tarafların 1,5-2 yıldır fiilen ayrı yaşadıkları, aralarında yaşanan tartışmalar nedeniyle anlaşamadıkları ve biraraya gelemedikleri, evliliğin devamının imkansız hale geldiği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve davalının davacı ve ailesine karşı saygı gösterme yükümünü ihlal etmekle hafif kusurlu olduğu, bunun karşısında davacının kendi akrabaları ile whatsapp grubu kurarak davalı eşi hakkında olumsuz konuşmalar yaparak eşini rencide etmesi ve kişilik haklarına zarar vermesi, izin zamanlarının tümünü kendi akrabalarına ayırarak eşine ve evine gereken ilgi ve özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve davalıya şiddet uygulamış olması nedeniyle daha ağır kusurlu olduğu”

gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı kadın yararına 10.000 TL maddi-10.000 TL manevi tazminata yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş olup, bu karara karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden, davalı kadın tarafından ise tüm yönleriyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince “Davacı erkeğin davalı kadına şiddet uyguladığı (affedildiği için), kendi ailesi ile Whatsapp grubu kurup kadına ve kadının ailesine rencide edici sözler söylediği, izin zamanlarını kendi akrabalarının yanında geçirerek evi ve eşini ihmal ettiği”(dayanılmadığı için) vakalarının gerekçeden çıkartılmasına, gerekçenin “Kadının erkeğe ve ailesine karşı saygı gösterme yükümlülüğünü ihlal etmek eylemi nedeniyle, erkeğin ise kadına hakaret etme eylemi nedeniyle eşit kusurlu olduklarının tespitine” şeklinde düzeltilmesine,” gerekçesiyle tarafların eşit kusurlu olduklarına ve davalı kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Ancak bölge adliye mahkemesi kararında, ilk derece mahkemesince davacı erkeğe yüklenen “Davacının ailesinin davalıyı istemediği ve davalı hakkında küçük düşürücü sözler sarf ettikleri” vakıasından bahsedilmemiştir. Anılan kusurlu davranışların davacı erkekten çıkarılıp çıkarılmadığı, çıkarıldıysa hangi gerekçelerle çıkarıldığı hususları anlaşılamamaktadır. Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır (Anayasa’nın 141/3. maddesi). Açıklanan nedenlerle kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA YARGITAY 2. Hukuk Dairesi 2022/2910 E 2022/5235 K

Davacı kadın tarafından doyaya delil olarak sunulan ve erkek tarafından da içeriği kabul edilen mesaj kayıtlarına göre whatsapp sohbet programı üzerinden erkeğin kadına, başka bir kadın görseli ile birlikte

“kalan bu var sen yoksun” şeklinde mesaj gönderdiği anlaşılmaktadır. Anılan bu mesajın gönderildiği zamanın tespiti amacıyla gerekirse bilirkişi incelemesine de başvurulmak suretiyle araştırma yapılması, mesajın tarafların birbirine ait kusurları affetmiş olduğu 14.12.2017 tarihli otel konaklamalarından önce mi sonra mı gerçekeltirildiğinin açıklığa kavuşturulması ile varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir .

Kararda Yargıtay tarafından whatsapp mesaj kayıtlarının net tarihlerinin tam olarak bilinmediği gerekçe gösterilerek mesajlar delil olarak kabulü edilmemiştir.

YARGITAY 13. Hukuk Dairesi 2016/25796 E 2019/2906 K

Davacı, davalının eşinin kendisinden borç para istemesi üzerine 25.000,00 TL havale ettiğimi ancak borcun kendisine ödenmediği için İcra Müdürlüğü üzerinden ilamsız icra takibi başlatmış. Yapılan icra takibi üzerine davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve %20 icra inkar tazminatını talep ve dava etmiştir.

Davalı, banka kanalıyla kendisine yapılan ödemenin kendi alacağının karşılığı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkeme, havale makbuzlarında paranın borç olarak gönderildiğine ilişkin bir kayda rastlanmadığını ve davacının ileri sürdüğü iddiasını HMK.’nın 200 ve devamı maddelerine göre kanıtla yükümlü olduğunu ancak davacının sunduğu mevcut bir delil olmadığı gerekçesiyle davanın reddine yönelik hüküm tesis etmiştir.

Temyiz edilen karar üzerine davacı, dava dilekçesinde HMK.’nın 199. maddesinde “Uyuşmazlık konusu vakıları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler de elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.” Şeklinde düzenleme ile telefon mesajlarının da belge kapsamına girdiğini ve davalı eşi ile olan mesajlaşmaların dikkate alınmamasının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir.

Temyiz Mahkemesince yapılan değerlendirmede ilgili mesaj kayıtlarının ilk derece mahkemesi tarafından gerekçeli kararda tartışılmamasının ve söz konusu bu delillerin ne kadar sağlıklı olup olmadığının araştırılıp değerlendirilerek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirsen mahkemenin bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu hüküm altına alınarak temyiz olunan karar davacı yararına BOZULMUŞTUR.

YARGITAY 13. Hukuk Dairesi 2018/2233 E 2018/5317 K

Dava, ödünç sözleşmesine dayalı borç olarak veilen bedelin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalıya 5.241 Euro borç olarak verilen bedelin ödenmediğini ileri sürmüş, davalı ise davacıya borcunun olmadığına ilişkin savunma yapmış, mahkeme ise davacının borç verdiğini yazılı delille ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.

Davacı tarafından havale edilen borç konusu paranın davalıya borç gayesiyle gönderildiği hukukumuzda karine olarak kabul edilse de davalı karşı beyanında borcu reddetmiştir, havale gönderilen banka dekontlarında da gönderilen paranın borç olarak verildiğine dair herhangi bir husus da bulunmadığından salt karine kabul edilerek paranın borç olarak gönderilmiş olması kabul edilemez. Ne var ki davacı yanca havale kayıtlarının yanında Facebook yazışmalarına da dayanmış, ilgili yazışmada kayıt altına alınan “paranı göndereceğim hiç şüphen olmasın”, “paran en kısa zamanda hesabında olacak” şeklindeki beyanlar 6100 Sayılı HMK.’nın 199.maddesi kapsamında belge niteliği taşımaktadır.

Bu halde açıklanan hususlar gözardı edilerek eksik hüküm kurulmuş olduğundan temyiz olunan karar yasaya aykırı olup BOZMAYI gerektirir.

 

 

AYRICA BAKINIZ:

T.C. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1003 Esas ve 2022/605 Karar Sayılı

İlamı;

Sakarya BAM 9. Hukuk Dairesi’nin 08/09/2020 tarihli ve 2019/1997 E. 2020/866 K. sayılı kararı

YARGITAY 9. Hukuk Dairesi 2017/14638 E 2018/2329 K

YARGITAY 9. Hukuk Dairesi 2018/2785 E 2018/21795 K

YARGITAY 9. Hukuk Dairesi 2019/7066 E 2020/357 K

YARGITAY 9. Hukuk Dairesi 2018/10718 E 2019/559 K

YARGITAY 3. Hukuk Dairesi 2016/14742 E 2017/2577 K

 

MİKAİL YAĞLI

Yorum Yok

Leave a Comment

error: Content is protected !!